Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Caileigh, Cashmere.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Cashmere Caileigh

Cashmere Caileigh


Mesaj Sayısı : 6
Kayıt tarihi : 31/08/11

Caileigh, Cashmere. Empty
MesajKonu: Caileigh, Cashmere.   Caileigh, Cashmere. Icon_minitimeÇarş. Ağus. 31, 2011 7:24 pm

    Caileigh, Cashmere. Başka bir sitede yaptığım rol oyununun başlangıç Rp'si.

    Knockturn yolu. Her ne kadar tüm hayatı bu yolda iş yapmak ile geçse dahi bir türlü buraya ısınamamaktaydı. Gerçi çok da sıcak ambiyansı olan bir yer olmadığı bir gerçekti. Bu şekilde olması da buraya girmemesi gereken kişileri uzak tutmaya yarıyordu. Ancak Cashmere’in tek isteği en azından yakalanacağım korkusu ile yürümemekti. Belirli dükkân sahipleri ile anlaşmalı olsa dahi, saçma sapan bir mürit grubuna rastlayabilirdi. Böyle bir durumda da canına okunurdu. Biliyordu, çünkü bir iki kere yakalanmıştı ve başına gelenleri hatırlamak dahi istemiyordu. Bir gruba daha birkaç gün önce yakalanmışlardı ve yanındaki kızıl saçlıyı da onların elinden kurtarmak zorunda kaldığını hatırlamak Cashmere’de rahatsız edici bir mide bulantısı yaratmaktaydı. Karanlık sokağın başında durup, durum gözden geçirmesi yaptıktan sonra ağır adımlar ile yolu arşınlamaya başladı. Rutubet nedeni ile kararmaya başlamış, gri renkli taşlarlar kaplı sokakta belki açık olan ancak açık oldukları uzaktan anlaşılmayacak kadar karanlık dükkânlar bulunurdu. Kendisini her ne kadar birçok şeyin altından kalkabilir hissetse de bu sokağa girdiği an, duvarlar ona sen bir öğrencisin ve buraya ait değilsin diye adeta bağırırladır. Belki de Cashmere’in bir türlü buraya alışamamasının nedeni de buydu. Dışarıya gösterdiği yüzünün aksine içinde bir yerlerde, küçük korkak bir çocuğun olduğunu bilmek Cash’in kendisinden nefret etmesine neden oluyordu. Sahip olduğu mükemmeliyetçiliği karakterine yansıtamamış olmak ve bu durum için de yapabilecek bir şeyi olmadığını bilmek can sıkıcı olmanın ötesindeydi. Bununla başa çıkabilmek için de, öldüremediği o küçük çocuğun yerine sözünü geçirebildiği, geçiremediği herkese diş bilerdi.

    Üzerine geçirdiği bileklerine kadar uzanan ve saten kumaştan yapılma cüppesinin içerisinde kendisini iyi hissederdi. Kafasına örttüğü, cüppenin kapüşonu sayesinde ne kimseyi görürdü, ne kimseye görünürdü. Gitmek istediği yere vardığı zaman da, göründüğünden çok daha fazlasını alabilecek şekilde büyülenmiş çantasının içine tıkardı. Okul dışında büyü yapılması yasak olsa da, okul zamanı yapabileceği şeylerin pek sınırı olmaması kendisini dayısının yanındakine nazaran okulda daha iyi hissetmesinin nedenlerinden bir tanesiydi. Hogwarts’ın açılmasına az kaldığına dair ufacık bir düşünce kırıntısı bile ona garip bir his veriyordu. Senelerin geçmesi, Cashmere’in sınıf atlamasına yarardı. Büyümesi, daha büyük güce sahip olmasına işaret ederdi. Bunun aksine ise, nereye düştüğünü kavramaya çalışan minik büyücü müsveddeleri ise gelmeyi kesmezdi. Her sene eğlenecek bir şeyler getirirlerdi Cashmere’in ayağına bu nedenle birinci sınıflar ile uğraşması için plan yapmasına bile gerek kalmazdı. Sadece onun hakkında bir şeyler duyan Gryffindor’lar bile yeterliydi. Ancak Cashmere gibi doyumsuz birisi bununla yetinecek değildi. Okul içerisinde gözüne kestirdiği daha büyük avlara da komplolar kurar eğlenirdi. Dayısının onu kısıtlamasının acısını çıkarmak istercesine, özgürlüğünü ilan edecek şeyler yapardı. Hogwarts sınırları içerisine girdiği zaman özgür olduğunu düşündüğü için oldukça özgür olurdu. Yapamayacağı pek fazla şey olmazdı, tabi bazen sert kayalara çarpardı ancak kim çarpmazdı ki. Okul sınırlarının izin verdiği kadar, hırsızlık yapar, birilerinin istediği bilgileri onlara sağlardı. İlk senelerinde böyle şeylere ilgisi olsa da pek aktif olamamıştı. Ancak yıllar geçip yapabileceklerinin farkına vardıktan sonra bu tarz işlerden hoşlanmaya başlamıştı. Okul dışında büyü yapamamasının sorun yaratmayacağı işleri bulur yazın da, dayısının saçmalıklarından kurtulmak için kendisine yapacak bir şeyler bulurdu. Aslında bakılırsa böyle küçük küçük şeyleri yapmaya başladığından beri epey bir parası birikmişti. Gringotts’daki hesabında bayağı iyi miktarda para biriktirmişti.

    Topuklu çizmelerinin çıkardığı hafif tok seslerin eşliğinde boş yolu kat edip gitmek istediği yere vardığı zaman rahat bir nefes alabilmişti. Girmek istediği yer bir kumarhane olsa dahi, başıboş yürüdüğü yoldan daha güvenliydi. İçeridekiler ister çalışan ister müşteri olsun dışarıya haber çıkarmazlardı. Dolayısı ile başarabilen öğrenciler de bu kumarhaneye gelebilirlerdi. Cüppesinin başlığını açıp, kapıdaki güvenlik görevlilerine iki parmağını başına götürerek selam verdikten sonra, kapalı kapı Cashmere’i içeri almak üzere açıldı. Taşımaktan pek hoşlanmadığı ancak bazı zamanlarda mecburi olduğu küçük deri çantasının içini açarak siyah cüppesini içine tıkıştırdı. Kırmızı askılı bluzu, dar pantolonu ile kumarhanenin koridorunda yürümeye başladı. Oyunların oynandığı bölümün kapısının açılmasından önce kapının önünde durarak vazgeçilmezi olan deri ceketinin kollarını ve yakasını düzeltti. Birkaç saniyenin ardından, kapının açılması ile içerideki masaların etrafında kumar oynayan büyücü ve cadılar görüş alanına girdi. Çok kalabalık bir akşam değildi anlaşıldığı üzere. Genelde boş masa bulunması nadir bir durum olurdu ya da Cashmere’e öyle denk gelmişti. Gözüne kestirdiği bir masaya, öğrenci edasını çoktan kapının önünde bırakmış olmasından ötürü alımlı bir kadın olarak ilerledi. “İyi akşamlar, oturmamın bir sakıncası yoktur umarım,” dedi ve kaliteli kumaşla kaplanmış ağır sandalyeyi çekerek oturdu. Şimdiye kadar oturmak için teklif sunduğu hiçbir masadan geri çevrilmemişti. Bu nedenle artık karşı taraftan gelecek yanıtı beklemeden masaya oturuverirdi. Zaten tam bu sıralarda da gözlerini Cashmere’den alamayan büyücüler, sorun olmadığına dair cümleler zırvalarlardı.

    Genelde bu derece bilindik yerlerde kumar oynamazdı. Çünkü bazı zamanlarda kendisini tutamayarak hile yaptığı olurdu. Bu nedenle giremediği küçük kumarhane sayısı bir hayli fazlaydı. Çoğu insan varlıklarını bile bilmezken, Cashmere o kumarhanelerden kovulmayı başarmıştı. Ne yapabilirdi ki, ahmaklarla dolu bir masaya oturduğu zaman saçma sapan oyun oynamalarını beklemekten sıkılıyordu. Oyun kurallarına uymaktansa, kendi kurallarını yaratarak eğlencesini iki katına çıkarırdı. Tabi yakalanana kadar… Her ne kadar dikkatli olursa olsun, kumarhaneler çok iyi güvenlik büyülerine sahip olurdu. Kendisini bu büyülerden koruyabilecek, kara büyülerin varlığı olsa dahi, Cashmere şu an bunları yapabilecek büyü gücüne de, izne de sahip değildi. Sinir bozucu bakanlık ve ondan daha sinir bozucu kuralları… Kurallar ile yaşamayı sevmeyen bir cadı olmanın cezasını çekmeye razı olurdu, ki bu nedenden dolayı pek çok kez hoş olmayan durumlarla karşılaşmıştı. Kendisinin büyü kullanamamasının, kuralları yıktığı an önemi kalmazdı. Kumar olayı ya da yapmakta olduğu diğer işler de bu disiplinsizliği cezasız bırakırlarsa önünü alamayacaklarına inandıkları için acıma sınırlarını pek dikkate almadan işe koyulurlardı. Bu akşam sakince gelip oturduğu masadan, hile yaptığı iddiası ile kaldırılmayı beklemek bir yana böyle bir konuma düşeceği aklının ucundan dahi geçmiyordu. Ancak hayat olayların gidişatını bizim beklentilerimize göre ayarlamazdı. Oyuna başladıkları andan itibaren gözünü Cashmere’den alamayan adamın, Cashmere’i gördükleri zaman salyaları akan büyücülerden olduğunu düşünmüştü. Halbuki biraz daha fazla üzerinde dursa, atıldığı kumarhanelerden bir tanesinde hile yaptığı masalardan birinde bulunan adam olduğu ayırtına varabilirdi belki. Zor bir olasılıktı ancak, Cashmere gibi çalışan bir insan için ayrıntılar önem taşırdı. Bu nedenle insanların yüzleri dahil gördüğü ayrıntıları unutmamaya çalışırdı. Ancak olacağı varmış ki bu gece dikkatsizliği üzerindeydi ve adamın hamle yapması geçikmedi. Ağzından yüksek sesle çıkan ve içerisinden hile kelimesi geçen cümle havaya karıştığı anda masada biten korumalar, daha Cashmere ne olduğunu anlayamadan onun tepesindeki yerlerini almışlardı. Olan şeyi anlayabildiği yani tongaya getirildiğini idrak ettiği an, öfkeden ateş saçan gözler ile ukala ukala gülen büyücünün yüzünü ve onu bulabilmesini sağlayacak ayrıntıları beynine kazıdı.

    Karşı koyulabilecek bir şey yoktu. Paşa paşa yerinden kalkarak korumaların eşliğinde kumarhanenin güvenlik odasının yolunu tuttu. Kendini savunması pek bir işe yaramazdı, herhangi bir büyünün işlememesi nedeni ile hile yapmadığı ortaya çıkacaktı. Belki çıkmayacaktı. Bu tarz yerler kişilerin bahaneleri ya da doğrulukları ile ilgilenmezler, işlerinin sorunsuz yürümesi ile ilgilenirlerdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Margeaux Deschanteh

Margeaux Deschanteh


Mesaj Sayısı : 104
Kayıt tarihi : 24/08/11

Caileigh, Cashmere. Empty
MesajKonu: Geri: Caileigh, Cashmere.   Caileigh, Cashmere. Icon_minitimePerş. Eyl. 01, 2011 9:39 am

    & Dil Bilgisi Kurallarına Uyum; 4 puan.
    & Rpgnin Kurgusu; 13 puan.
    & Anlatım Biçimi; 15 puan.
    & Renklendirme; 5 puan.
    & Anlatım Bozukluğu ve benzeri hataların olup olmaması; 10 puan.

    Puanınız;
    50/47
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Caileigh, Cashmere.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 ::  Toplumsal Parşömen * :: ROLE PLAY SALONU :: Puanlama Merkezi-
Buraya geçin: