Öncelikle belirtmeliyim ki, Shino Hokori isimli karakterimle başka bir sitede profesör olarak yazdığım ders rpsidir.
Hogwarts’ın soğuk duvarları arasındaydı. Daha önceleri dünyanın farklı yerlerinde karanlık büyüler konusunda dersler verse de bu işi Hogwarts’ta yapacak olması, heyecanın bedenine yayılmasını tetikliyordu. Şimdi sıra, profesyonel gibi davranıp heyecanını saklamasında ve bir şeyler öğretmesindeydi.
Birbiri ardına dizilmiş sıralardan oluşan yığın, profesör kürsüsünden bakıldığında bir çatalın uçları gibi dört parçadan oluşuyordu. Taş zemine özenle oturtulmuş metal bacaklar, büyü âleminin birçok sembolünü barındırıyor olmanın dışında üzerlerine bırakılmış eski tahtaları da taşıyordu. Pürüzsüz tahtalar, siyah perdelerin camları tam olarak örtmemesinden dolayı içeri gelen ışık ile parlıyordu. Bu parlama, profesör kürsüsünün arkasında dikilen ve bir heykelden çok da farkı olmayan adamı pek rahatsız etmiyor gibi görünse de dersin işlenişini bozacaktı. Bu konuda kendi kendine karar kılan adam, yaşlı olmasına karşın dinç bir bedene sahip olmanın verdiği avantaj ile hızla pencerelere doğru ilerledi. Adımları, düzenli ve ritmik olsa da bir gencinki kadar canlı değildi. Yüzüne taht kurmuş tebessüm, derisinde gerginlik oluşturarak hatlarını göze çarpar bir şekilde sergiliyordu. Pencerenin yanına vardığında ona geçmişini anımsatan perdeleri hızlı bir şekilde çektikten sonra derin düşüncelere daldı.
Kapının gıcırdayarak örtülmesi üzerine yaşlı bedenini, karanlığın yayılışı kadar hızlı ve dikkatli biçimde kürsüye taşıdıktan sonra sınıftaki tüm sıraların dolu olduğunu görüp boğazını zarifçe temizledi ve konuşmaya başladı. “Shino Hokori.” Yaşına göre genç görünen bedenini kürsünün arkasından çıkararak sıraların arasına doğru saldığında derin bir nefes alarak konuşmasına devam etti. “Elli sekiz yaşındayım ve yeni dönemde sizlerle Büyüsel Saldırı ve Savunma Sanatı dersini işleyeceğiz.” Eylülün getirdiği yağmurlu hava, konuşmasındaki noktayı koyması üzerine kendini göstermiş; yağmur damlalarının cama çarparak oluşturdukları müziğe eşlik eden gök gürültüsü, bir ışığın sınıf içine yayılmasının ardından duyulmuştu. Gök sustuğunda, yağmurun sesi eşliğinde konuşmasına devam etti Hokori. “Bugüne dek çok Karanlık Büyücü gördüm. Karanlık Sanatların temelinde güç yatar ve siz o gücü kontrol edemezseniz o sizi kontrol etmeye başlar.” Nefes aldı ve konuşmasına devam etti. “Bu gücü kontrol edemeyeceğinizi düşünüyorsanız, bu dersten vazgeçin. Dünyamızda yeterince Karanlık Büyücü var.” Sesi kesildikten sonra bir gök gürültüsü daha duyuldu; ardından Gryffindor’lu bir kız söz alarak konuşmaya başladı. “Biz burada Karanlık Sanatları öğrenmeyeceğiz, Profesör. Büyüsel Saldırı ve Savunma Sanatı, öğreneceğiz.” Evet, haklıydı belki de. Ders, Karanlık Sanatlar dersi değildi; ancak bilmediği bir şey vardı. Zemine sert bir şekilde ayağını vurduktan sonra sırtını öğrencilere vererek kürsüye doğru ilerledi ve konuşmasına başladı. “Haklısın, küçüğüm; ama karşındakinin ne yaptığını bilmeden kendini nasıl savunacaksın? Synnova Salvage’in katliamlarından kurtulamıyor büyücüler; çünkü onunki kadar Karanlık Sanat bilgisine sahip pek az insan var.” Etraf bir an buz gibi kesilse de yaşlı büyücünün gülümsemesi ile hava biraz daha yumuşamıştı. Kıza cevabını verdiğinde kürsüsüne yaklaşmıştı; ancak ona daha fazla yaklaşmadan tekrar ters yöne döndü. Bu defa hiç kıpırdamadan öğrencileri süzdükten sonra kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Tekrar ilerlemeye ve konuşmaya başladı. “Sanırım bu konuşma işinden pek hoşnut kalmadınız; o zaman dersimize uygulamalı olarak devam edelim.” Bir saniye kadar ciğerlerindeki havanın boşalmasını bekledikten sonra ani bir nefes aldı ve konuşmasına devam etti. “Beyler, bayanlar… Herkes asasının özelliğini biliyor, değil mi?” Sınıftaki birkaç kişiden gelen onayların ardından boğazını temizledi ve tekrar konuşmaya başladı. “O zaman asası esnek olanlar şuraya…” Eliyle kürsünün sol tarafını işaret ettikten sonra kaldığı yerden devam etti. “Esnek olmayanlar ise şuraya…” Bu defa elini kürsünün sağ tarafına çevirmişti. “Geçsin.”
Sınıf ikiye ayrıldıktan sonra onları tekrar süzdü ve cübbesinin içinden, göğsüne değerek bir soğukluk yaratan asasını hızla çekip çıkardı. Asa ile bir kez çember çizdikten sonra sınıftaki tüm sıraların ve kürsünün yok oluşunu izleyen öğrencilere baktı. Sonra onlara eliyle işaret etti ve onların sınıf boyunca karşılıklı olarak dizilişlerini izledi. Soldakiler ve sağdakiler tek sıra hâlinde dizilirken karşılarında diğer gruptan bir kişi aldılar ve sonra Profesör Shino, sınıfın tam ortasına geçerek sesini tüm sınıfa yaymak ister gibi yükseltti ve kendi çevresinde dönerek “Asası esnek olanlar, savunma; sert olanlar, saldırı konusunda daha başarılıdır. Eğer bir düelloda yenilmek istemiyorsanız temel olarak asa bilimini bilmelisiniz.” dedi. Eskiden kürsünün bulunduğu boş noktaya doğru kendini sabitledikten sonra tekrar söze girdi. “Bu nedenle öncelikle bunu uygulayacağız. Yani sizler, kendiniz için en uygun büyüyü kullanacaksınız.” Nefes alarak devam etti. “Sizler, asası esnek olanlar, asanızla küçük bir daire çizerek ‘Mamotte’ diyeceksiniz. Bu büyü, Japonya’da bulunmuş olup güçlü bir savunma oluşturmak için idealdir. Karanlık Sanatlar’dan korunmanın en temel büyülerindendir.” Ardından asası sert olanları göstererek nefes aldı ve konuşmaya başladı. “Sizler ise asanız ile havayı yararak ‘Hokorigatatsu’ diyeceksiniz. Bu da bir Japon büyüsü olup rakibinize fazla zarar vermemektedir. Ufak yaralanmalar olabilir. Şimdi bu büyüleri karşınızdakiler ile çalışmanızı ve ders sonunda bana göstermenizi istiyorum.” Konuşmasını bitirdikten sonra öğrencilerin hemen birbirleri ile çalışmasını gördü ve pek başarılı olmayanların yanına giderek onlara nasıl yapacaklarını bireysel olarak anlattı. Bazı öğrenciler yaralansa da hemen oracıkta tedavi edildiklerinden pek de zararlı bir ders sayılmazdı.
Ders sonunda her öğrencinin kendisine karşı tüm gücü ile büyüleri yapmasını istedi. Bazıları başarılı olamasa da bazı öğrencilerin ileride güçlü birer büyücü olacağını şimdiden sezdi. Sesini tüm sınıfa duyurmak adına yükselterek dersin bittiğini haber verdikten sonra sırlarla dolu bedenini biraz hareket ettirip sınıfı eski hâline çevirdi ve Hogwarts’ın koridorlarında yavaşça ilerledi.
Konu: Gwythyr Wynn 
C.tesi Ağus. 27, 2011 6:09 pm