Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Raine

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Lorraine Joubert

Lorraine Joubert


Mesaj Sayısı : 41
Kayıt tarihi : 27/08/11
Yaş : 28
En Belirgin Özelliklik : Zeka, güzellik ve gözlerr.

Raine Empty
MesajKonu: Raine   Raine Icon_minitimeC.tesi Ağus. 27, 2011 8:00 pm

    Gözlerimi yavaşça açtım. Annem yanıma sokulmuş uyuyordu. Gözleri kızarmıştı ve gerçekten yorgun görünüyordu. Kesin yine migreni tutmuştur diye geçirdim aklımdan. Doğruldum, annemin yanağına bir öpücük kondurup ayağa kalktım. Yavaşça aynama doğru yürüdüm. Aynadaki ben’e dokundum. Tanrım, ne kadarda beyazdım öyle. Normalinden beyaz olan tenim sayesinde, kahverengi saçlarım ve gözlerim daha da ilgi çekici duruyordu.
    Aslında beyaz tenli bir kızdım, ama bu kadarda değildim. Gerektiğinden yorgundum sanırım. Saçımı düzelttim ve birkaç saçma poz verip kendime öpücük attım.
    Arkamı dönüp sessizce mutfağa doğru yol aldım. Ev fazlasıyla sessizdi. Merdivenleri sessizce inerken gözüme kitaplarım ve telefonuma takıldı. Onların çantamda olması gerekmiyor muydu? Hiçbir zaman onları orada bırakmazdım. Yoksa dün eve gelince oraya mı bırakmıştım? Dün ben ne yapmıştım? Hatırlamıyordum. Tanrım, gerçekten iyice unutkan olmuştum. Mutfağa gittim ve kocaman bir bardak su doldurdum kendime. İçerken hâlâ dün ne yaptığımı hatırlamaya çalışıyordum. Ama yok, hatırlamıyordum.
    Salona girdim, babam kanepenin birinde kıvrılmış yatıyordu. Acaba annemle kavgamı etmişti? Babamın elinde mor bir hırka gördüm. Tanrım, neden babam hırkama sarılıp uyuyordu. “Baba? Baba, hadi uyan”, dedim. Normalde fısıldamamla uyanan babam, hiçbir tepki vermemişti bile. “Babaa! Baba uyan lütfen”, diye bağırdım. Ölmüş müydü? Hayır, bunları düşünmemeliydim. Hemen merdivenleri yukarı koştum. “Anne! Annee!”, odamın kapısını hızla açtım. Annemi dürtüp bağırıyordum “Anne lütfen uyan”, ama nafile. Cevap yok. İki adım geriye yürüdüm. Gözlerimden yanaklarıma süzülen gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve koşmaya başladım. Bağırmak istiyordum. Sadece bağırmak. İçimdeki korkuyu ve endişeyi dökmek için bağırmak istiyordum. Kapıyı hızla açıp dışarı koştum. “Yardım edin ne olur. Uyanmıyorlar!”, diye bağırdım. Daha önce görmediğim birkaç kişi (birkaç beyaz kişi- bu kadar beyaz olmaları daha çok korkmama neden oluyordu) dışında kimse bakmamıştı bile. Beyaz insanların bazıları gülüp kafalarını tekrar çevirdiler. Yere oturup ağlamaya başlamıştım. “Lütfen biriniz-“, sesim kaybetmişti. Cümlemi tamamlayamadım, sesim vazgeçmişti konuşmaktan. Derin bir iç çekip açtım gözlerimi. Hemen ayağa kalktım. Bayan Collins’in kapısına fırladım ve birkaç kez (en az elli otuz kere) ziline bastım. Bayan Collins’in mutfakta olduğunu söylediği şarkıdan çıkarmıştım. Mutfağın camı açıktı. “Bayan Collins. Bayan Collins lütfen. Çok, çok garip ve kötü şeyler oluyor. Annem uyanmadı ve babam beni duy-. Bayan Collins beni duyuyor musunuz?”, dedim. Kızmıştım. Beni dinlemiyordu bile. Daha geçen dün kızmıştı bana, insanlarla konuşurken yüzlerine bakmam için uyarmıştı. “Bayan Collins, neden beni dinlemiyorsunuz? Gerçekten eğer bilmeden size bir saygısızlık yaptıysam, özür dilerim. Fakat gerçekten çok korkuyorum ve yardımınıza ihtiyacım var. Daha sonra bu konu hakkında konuşuruz. Bayan Collins!”, sesim gittikçe yükseliyordu, hatta Bayan Collins derken resmen bağırmıştım. Bayan Collins normalde ‘Küçük bayan terbiyenizi takının’, derdi sertçe ama ben onu öpüp gönlünü alırdım. Ama şimdi beni umursamıyordu bile. Ayak sesleri duydum. Bayan Collins’in oğlu Murat (evet murat. Aslında Murat Joe Collins. Bayan Collins Türkiyeden 2 yaşında gelmiş buraya anne ve babası ile. Üniversitede Murat’ın babasıyla tanışmışlar ve evlenmişler) Murat yani Joe arkamda duruyordu. “Tanrı aşkına Joe, annen beni takmıyor bile lütfen yardım et”, dedim ama oda cevap vermiyordu. “Joe”, diye hırladım. Elimi yüzüne götürdüm daha sonra saçını yoldum ama fark etmedi bile. Bayan Collins ile muhabbet ediyorlardı. Bayan Collins nekadar üzgün olduğunu söylüyordu. “Daha çok gençti, Tanrım onu şimdiden o kadar özlüyorum ki o çok-“, daha sonra sustu ve ağlamaya başladı. Joe da ağlıyordu. Birbirlerine sarıldılar. “Daha çok gençti, evet. Biliyor musun, Amatör oyuncular yarışmasında birinciliğe yarışacaktı. Sonuçlar belli olduktan sadece iki saat sonra-“, dedi. Bir saniye, bir saniye. Ölen kişi ben miyim!?

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Raine Empty
MesajKonu: Geri: Raine   Raine Icon_minitimeC.tesi Ağus. 27, 2011 9:11 pm

    & Dil Bilgisi Kurallarına Uyum; 3 puan.
    & Rpgnin Kurgusu; 11 puan.
    & Anlatım Biçimi; 14 puan.
    & Renklendirme; 2 puan.
    & Anlatım Bozukluğu ve benzeri hataların olup olmaması; 9 puan.

    Puanınız;
    50/39.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Raine
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 ::  Toplumsal Parşömen * :: ROLE PLAY SALONU :: Puanlama Merkezi-
Buraya geçin: