Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Hidden Sanctuary, Kurgu Bölüm I; Kanayan Günahlar.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Melanie Lenard

Melanie Lenard


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 06/09/11

Hidden Sanctuary, Kurgu Bölüm I; Kanayan Günahlar. Empty
MesajKonu: Hidden Sanctuary, Kurgu Bölüm I; Kanayan Günahlar.   Hidden Sanctuary, Kurgu Bölüm I; Kanayan Günahlar. Icon_minitimeCuma Eyl. 16, 2011 5:31 pm

Hidden Sanctuary, Kurgu Bölüm I; Kanayan Günahlar. 18264



    Cehennemin kapıları aralandığında,
    Günahların çığlık atacak ve ruhun kanayacak.


    Uçurumun kenarında yürüyordu, üç genç kız. Masumlukları, yaptıkları ve yapacakları şeylerin ötesinde kirlenmişliğin siyahıyla solup giderken gözlerini bürümüş hırs onlara cehennemin kapılarını açtırıyor, bir daha asla silinmeyecek lekelere boğuyordu dokunulmamış ruhlarını. Rüzgar hafif bir telaşla eteklerini uçuştururken geriye doğru, dolunayın ışığı süt beyazı tenlerinde parıldıyordu. Gökyüzü, farkında olmadan kirlenmek üzere olan bu ruhlar için ağlıyor her bir gözyaşı genç kızların ipek misali yumuşacık saçlarından sırtlarına doğru süzülüyordu. Islanmış toprak kokusu çevrelerini sararken, üç beden de huzursuz bir biçimde yere doğru eğildi. Vücutlarının birkaç adım ötesinde, savrulan ateşleriyle yanan mumlarına göz attılar. Korkudan buz kesmiş elleri, belki de son kez birbirine kenetlenirken gözlerini yumdular hayatın acı gerçeklerine karşı. Yapacakları şey, diğer cadıları ürküten bir büyüydü. İlk kez ruh çağırmayı deneyeceklerdi, her ne kadar cadılarca bu Tanrı'lara hakaret anlamına gelse bile artık kararlarını vermişlerdi. Saf ve tertemiz ruhları toprağa doğru yavaşça akan kan ile birlikte süzülüp giderken, onlar kirlenmişliği çoktan seçmişlerdi. Hiçbirinin haberi yoktu gelecek şeyin, umduklarından daha tehlikeli ve acımasız olduğunun. Üçünün de bileklerinden süzülen kan damlaları oluşturdukları çemberin ortasına doğru dökülürken, yağmura karışıyor ve etrafa nahoş bir koku yayılıyordu. Kendilerini kurban etmiş olmalarına karşılık büyük bir ödül beklerken, karşılaştıkları şey daha korkunç olacaktı. Pembe dudaklarına yerleşmiş tebessüm izleri yavaş yavaş yerini korkuya bırakırken, bulutların arkasından kendisini gösteren güneş solmaya ve tatlı tatlı yağan yağmur hızını kesmeye başlamıştı. Sonunda gökyüzü ağlamaktan vazgeçtiğinde, etrafı sarmaya başlayan gri sis duvarı hiçbir şeyin farkında olmayan cadılara doğru ilerliyordu. Gölgelerin hakimiyeti arttığında ve gökyüzü tamamen görünmez olduğunda, etraflarını çevreleyen hava katmanı şiddetli bir biçimde soğumaya başlamıştı. İçlerinden birtanesi merakla göz kapaklarını araladığında, içinde bulundukları orman boyunca yankılandı çığlığı. Sis bulutu genç kızın dudaklarından içeriye süzülerek, bedenine hükmetmeye başladığında artık girdikleri yolun geri dönüşü yoktu. Tiz çığlıklar, haykırışlar ve çırpınışlar boşunaydı, onlar ruhlarını kendi elleriyle karanlığa teslim etmiş ve kendilerini şeytana kurban vermişlerdi, şimdi ise bedelini ödeme zamanıydı.

    Daha önce hiçbirinin duymadığı büyülü sözcükler dudakları arasından metalik bir ses yardımıyla süzülürken, büyü onları kimsenin görmediği bir mabete getirmişti. Öyle ki, ölüm kokan havası ve latince yazılmış lanetlerin işlendiği taş duvarları göremiyor olsalar bile yaptıkları şeyin günahı parçalanmış insanlıklarında barınan vicdanı sızlatıyordu. Saatlerdir, günlerdir belki de aylardır bu haldeydiler. Zaman kavramına ulaşamıyor, zincirlere vurulmuş benlikleri acı çekiyordu. Etraflarında olanları duyabiliyor ancak hiçbir şey göremiyor ve hissedemiyorlardı. O an, bu ürkütücü ortama yayılan şiddetli bir kırılma sesi, beraberinde benliklerini de geri getirdi. Ruhlarını gölgeleyen karanlık yavaş yavaş geri çekilirken genç kızlar taş zemine yığıldılar. Sanki vücutları kendi kontrollerinden çıkmıştı, hareketsizce durmaya devam ederken hissettikleri rüzgar etkisi saçlarını hızla savururuyordu, etraflarını saran küf kokusuna karşı yüzlerini buruşturdular. İçlerinden bir tanesi başını hafifçe oynatmaya çalışarak gelenin ne olduğunu görmeye çabalarken bedenleri gri dumanların arasında kayboldu. Fısıltılar ve çığlıklar birbirine karışırken, arafın kapısını araladıklarından bihaberdiler. Cehennemi yeryüzüne taşımışlardı ve bu yaptıkları cezasız kalmayacaktı. Gök şiddetle gürlemeye başlamışken onlar işledikleri günahın boyutunun farkında bile değillerdi.

    Korku, fazla yoğun ve fazla acımasızdı. Kalpleri hızlı bir biçimde çırpınırken ve zihinleri onlara kaçmalarını fısıldarken ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Çevrelerinden akıp giden her bir ruh siyah bulutlar ile birlikte kıvrılıyor, bükülüyor ve çığlık atarak geceye karışıyordu. Tam anlamıyla cehennem işte şimdi yeryüzüne düşmüştü.


Arafın sessizliği, insanlığı susturacak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hidden Sanctuary, Kurgu Bölüm I; Kanayan Günahlar.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hidden Sanctuary, Kurgu Bölüm II; Yanan Bedenler.
» Hidden Sanctuary

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 ::  Toplumsal Parşömen * :: KARANLIK SIRLAR :: Rpg In-
Buraya geçin: